JAMES PETRAS: EMPERYALİZM, KÜRESELLEŞME VE LATİNAMERİKA ÜZERİNE
Yazar James Petras / Söyleşi – Hakan Tanıttıran (Refleks) – sendika.org
Türkiye’de olduğunuz bu günlerde Ortadoğu emperyalist açık işgal nedeniyle yeni politik durumlara gebe. Irak’ın durumu hem Türkiye hem de diğer bölge devletleri açısından önemli sonuçlar yaratacak gibi gözüküyor. ABD Irak’ta ve genel olarak tüm dünyada nasıl bir strateji izliyor?
Emperyalist yayılma, hemen hemen her yerde, başlangıçta zor yoluyla gerçekleşir. Emperyal zorunluluk, işbirlikçi egemen sınıfın sınıf karşıtlarını yok etmek için ulusal bir direnişi zapt etmektir. Zor daha sonra, politik eliti oluşturan egemen sınıftan yönetici aileleri, politik işbirlikçileri, mali grupları vs. savunmak ve dayatmak için kullanılır. Zor, imparatorluğa ekonomik olarak bağlı grupların savunucuları olacak olan askeri ve paramiliter oluşumları, polis ve yargı memurlarını savunmak için kullanılır…
Emperyalizmin bu çatışmalı dönemi küreselleşme adı altındaki “yeni dönem” ile başladı. Birçok kişi (aralarında solcu entelektüeller de var) tarafından hararetle savunulan bu dönemin aslında bir yeni emperyalist yayılmacılık dönemi olduğu anlaşıldı. Bu emperyal yeni dönem nasıl işledi?
Gelişmeler emperyalizm ve küreselleşme bağlamından koparılarak bir “ilerleme” dönemi olarak sunuluyor. Gerçekte tüm dünya genellemesi yaparak konuşursak durum ne?
Emperyalizmin hâkimiyeti için işbirlikçi bir yerel elit mi gerekiyor?
Bu işbirlikçi elitler ulusal düzeylerdeki kapitalist sınıflar mıdır?
Onlar neo-liberalizme karşı “sosyal devlet”i savunurlar? Bunun bir farkı yok mu?
Burada bir büyük işbirliği var o zaman! Emperyalist politikaların yürütülmesinde küçük burjuvazi önemli bir işlev yüklenen bir toplumsal sınıf öyle mi?